21-22 September 2013
Hollanda ziyaretimde, otobusle 1 gece konaklayacak şekilde Bremen'i gezme şansım oldu.
Gittigim tarihin ozelligi, tam da pazar gununun Almanya 2013 seçimlerine denk gelmesi idi. Groningen, Hollanda'da kalirken, Bremen'e otobus ile (PublicExpress) gidis donus yapmistim. Sınır gumruk kontrolu olmamasi cok hos birsey. Otobuste donuste pek cok Alman ogrenci vardi, Groningen'e egitime gidiyorlardi. Ayrica donus sirasinda Oldenburg'a ugradim. Bu sehrin ozelligi, Almanya'da yakin donemde acilan yeni bir Tip fakultesinin kuruluyor olmasi, European School of Medicine. Ilginc bir proje, Groningen ile ortak bir fakulte olacaklar. Erasmus anlasmasi teklifi yazismalarima maalesef cevap alamadim.
Yemek resmim burada da yok, cünkü kendimi yorgun hissettigim icin Turk yemegi yemistim (ezogelin corba+doner), ayrica Almanlarla ilgili cok ozel bir yemek kulturu oldugunu da dusunmuyorum.
Kaldigim otel; Best Western, Hotel Schaper-Siedenburg. Tek kisilik odasi mevcut ve fiyati uygundu. Cok temizdi ve mukemmel bir kahvaltisi vardi.
Bremen gezilmesi çok kolay bir şehir. Pek çok Alman kentinde olduğu gibi ana tren garı merkeze acilan bir kapi gibi. Yaklasik 300-400 metre icerisinde tarihi sehir merkezindesiniz. Burada U-Bahn, metro yok. Ancak tramvay yapilanmasi cok yogun. Ana tren garindan cikinca hemen sagdaki Ubersee Museum, müze gezmeyi sevenler icin ideal. Bremen liman kenti olduğu icin (sehir merkezine kadar kanallarla gemi yanasabiliyor, ayrica Bremerhaven de kente yarim saatlik bir mesafede) tüm dünyayi dolasan gemilerle gelen dunya esyalari koleksiyonu oldukca ilgi cekici.
Gittigim gunun ertesi secim olmasina ragmen, pek cok sosyal aktivite ile sehir civil civildi. Su sporlari ile ilgili ozel bir gun olmali. Nehirde pek cok aktivite gordum.
Gemi ve nehir taşımacılığını çok kazançlı bir hale getirmişler zamanında. Su yollarının kullanimina hayran olmamak elde değil.
Tarihi binalar ve kapılar. Kentin simgeleri korunuyor.
Kent insanina sahip cikiyor, savas sonrasi ilk belediye baskani anisina yapilan anit. Almanlar yasadiklari unutulsun istemiyor. Cilginligin sonucunda baslarina gelenden ders almaya calisiyorlar. Bombalanan pek cok kenti yeniden insa etmisler. Bremen en korunmuslarindanmis. Ancak yine de yikilmis ve kenti ayaga kaldiran belediye baskanlarini unutmamislar.
Sehrin merkezinde guzel parklar ve tarihi degirmenlerinden ornek gormek mumkun.
Altstad'in merkezindeki aşağıdaki kılıç tutan adam anıtı (Roland) ise, Bremen'in özgürlüğü'nün simgelerinden. Almanya eyaletler ülkesi, bir kaç şehrin kendisi eyalet, bildiğim birisi Berlin, diğeri ise Bremen. Özgürlükleri ve ticaret kanunlarini temsilen 1404 yilindan beri eyaletin merkezindeymiş.5,5 metre uzunluğunda bir heykel.
Tam merkezin dibinde, Roland'in cevresinde tramvay yollari var. Mitte'yi gezdikten sonra kalan tarihi bölge ise Schnoor. Kiliselirin arasından düz devam ederseniz 10 dakika yurume mesaafesidir.
Schnoor bolgesi, en tarihi bolgesi, cook eski ve dar sokaklari turizme kazandirmislar. "Die Glocke"'nin karsisindan girisi takip edin. Ben gittigimde, "Balayi" evini bir Turk cift, tesettur gelinlik ve damatlik ile ziyaret ediyordu. Mutluluklar dilemeyi ihmal etmedim. Yerel adetlere uyum saglanmasi hos birsey. (Balayi evi, ayni zamanda bir otelmis; Hochzeithaus) Buraya merkezden yuruyerek ulasabilirsiniz. Ben sehir icinde toplu tasima araci bile kullanmaya gerek duymadim.
Benim katıldığım programın adı:" Cosmic voyage, Stardust, Worldtour" idi. Aşağıdaki ise binanın dışından yol gösterici tanıtım levhası.
Gelelim size surprize, bu planetariumdan aldigim posta kartini size de sunayim. Bir adetim var, gittigim kentlerden kendime psota karti atarim. Postacimiz ne dusunuyor bilimiyorum. Ama benim cok uzun yillardir bir kolleksiyonum olustu. Bu posta kartinin ozelligi resimleri kesip, numaralara gore birlestirirseniz bir gök küreniz oluyor.
"Übersee Museum",'da dinler kosesi de mevcut. Bir camiden sökülüp buraya konmuş bu köse. Müzede akliniza gelebilecek dunyanin dört kösesinden eşyalar mevcut.
Ayrica Turkler icin de ilginc bir kose mevcut; gocmen Turklerin kendi agzindan yasadiklarini da dinleyebileceginiz bir kose var. Hatta konusan kisinin pasaportu bile orada.
Almanya sokaklarina yerdeki pirinç metal plakalar dikkatiniz çekti mi hiç? İşte bunlar:
"Stolpersteine".( http://en.wikipedia.org/wiki/Stolperstein )Dikkatli gozler yerde goruyor bunlari. Hollanda da vardi. Orada yasamakta olup, II. Dünya savasinda oldurulen (ozellikle Yahudi kokenliler olan) kisilerin anisina konuyorlar. Her gordugumde huzunlendim. Kendisi gibi olmayanlara yapilan dusmanca saldirilarin en kotu sonucu "ölüm". Insanin insani oldurmedigi bir dunyada yasariz bir gun umarim.
Bremen gezilebilecek kentlerden. Ben 1 gece kalarak gorulecek pek cok seyi gorebildim. Yagmur sansima cok yogun degildi. Kis mevsimi eminim cok karamsar bir havasi vardir.
Evet "Ubersee Museum" dan bir plaka ile geziyi sonlandirmali;
Almanca tahta uzerinde; " Leben heisst reisen" : [ Yaşam seyahat demektir.]
Beyaz zemin uzerinde ise;
"Reisen ist todlich fur Vorurteile": [ Seyahat (gezi), önyargılar için öldürücüdür] (Mark Twain).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder