3 Haziran 2014 Salı

Oldenburg. "Hallo Turko"

Oldenburg

Eylul, 2013, Almanya

Bremen donusu yakin oldugu icin Oldenburg gezi planim icerisindeydi. Sonucta burasi yeni kurulan Tip Fakultesi ile dikkatimi cekmisti. Bremen'den buraya bolgesel tren ile geldim, rahat bir yolculuk gecti.
Almanya'da Turkce tum sehirlerde toplu tasima araclarinda uyarilarda kullanilan bir dil. Gordukce sasiriyor insan. Yine de "okuma yazma bilmiyorum ki" bahanesine ne cevap verirler bilemedim.
Dunya kucuk olayini burada da yasadim. Bir gun once Bremen'e giderken kullandigim otobusun soforunu gara girerken gordum ve yuzyuze gelince tanidi selamlastik. Aksam otobus yolculari indirdigin yerden mi kalkacak diye sordum evet dedi, kendisi de biryere yetisiyordu. Dunyanin kucuklugu ise soyle kanitlandi: aksam Groningen'e gitmek icin Bremen'den donusunu bekledigim otobusu yine bu arkadas kullanarak geliyordu, binerken yine bakisip gulustuk.
Oldenburg kucuk denebilecek bir sehir. Cok onemli gezecek birsey var mi derseniz, aslinda yok. Ama firsat olursa gormus olmak icin yakinlarda iseniz gezilebilir. Ben asagida gordugum yerleden guzel anlari paylasayim.
Sehrin merkezi ana tren garindan oklari takip edip giderseniz cok yakin. Acikcasi Almanya'daki secim gunune denk geldigi icin neler gorebilirim diye endiseliydim. Ancak hersey bir tatil gunu gibi normal seyrindeydi. Altstadt'a dogru giderken, babasi ile bana dogru yuruyen bir cocuk bana bakarak birseyler soyluyordu, ikincisinde anladim: "Hallo Turko" diyordu. Oldukca sasirdim. "Wie hasst du verstanden?" diyerek sasirtmak istedim, babasi "bilmemki" seklinde basini salladi. Cocuk "merhaba" diyerekten sempatik birsey soyluyordu aslinda. Ama insanin kafasi karisiyor, cocugun beynine nedense bir Turk imaji cizili demek ki. Benzer olayi Turkiye'de yasarmiyiz? Bir Turk cocugu sokakta karsisindan gelen sarisin mavi gozlu birisine "Merhaba Alman" diye bagirir mi?
 1650 yilindan tarihlenmis bir eczane, amblemler ve susleri, cicekleri hosuma gitti. Eski binalarin korunabiliyor olmasi da cok hosuma gidiyor.
 Sehrin icinde gezilecek yerlerin guzel yonlendirmeleri mevcut. Bizim ulkemizde de yavas yavas bunlar basladi.
 Turizm burosu tren garina cok uzakta. Pazar gunu de kapaliydi.
 Sehrin meydani denebilir. Secim gunuydu ama yine de bir senlik hazirligi vardi. Anaokulu cagi cocuklar icin standlar kurulu ve bazi okullar guzel oyunlar hazirlamisti.
 Hayvanlarin cinsini bilmiyorum ama, oylece ortada ayakta heykelleri gorunce ilginc bir poz olacagini dusundum. Kirmaya kalkisan oluyor mudur?
 Yolu ve isaretleri dikkatli inceleyin lutfen. Arac yolu disinda, bisiklet yolu ayri, yaya yolu ayri. Ne guzel. Bazi sehirlerimizde artik bisiklet yollari olmaya basladi. Ama nedense yayalarimiz bu seritleri cok seviyor. Ben ustlerine suruyorum artik, ama cok kotu fena bakiyorlar bana.
 Ucretli muzeler her zaman ilgimi cekmiyor, icine girmedim o yuzden. Sanat galerisi tarzinda biryer olmali.
 Sehrin icinden kanallar ve dereler geciyor.
Civil civil renkler insani canlandiriyor. Hava yagmurlu da olsa, insan kendini iyi hissedebilir.

 Her taraf yesillik ve tertemiz.
 Merkezde botanik bahcesi gibi bir yer vardi, gezilecek cok baska yer de olmadigi icin gezeyim istedim. Cok bakimli ve guzel.
 Tropik bir adadasiniz sanki! Gunes eksik ama.
 Bir duzen ve sakinlik var yurtdisinda, hosuma gidiyor benim nedense.
 Arilar isbasinda, boyle sakin gorunce cekeyim istedim. Ayni cicekte iki tane balarisi.
 Eski binalar, uzerindeki resimler cok degisik bir hava yaratiyor.
 Bu arada asagidaki doktrolarin levhasi dikkatimi cekti. Ben acikcasi uzmanlik dallarina cok sasirdim. Almanya'da klinik brans uzmanliklarini cok iyi bilmiyorum ancak anladigim üstteki kisi; Genel tip, acil tip ve anestezi uzmani.


 "Volksbank" yani Halkbankasi, kafami kaldirip binanin tepesine bakinca kendimi bir sekilde eziliyor gibi hissettim.

 Bu "tartimda adaleti" temsil ediyor olmali.
 Eski sehir ile yenisehrin birlesimini sembolize etmek icin bazi figurler olusturmak uzere yarisma sonucunda kazananlari uygulamislar. Asagida daha yakindan bakinca cok sempatik duruyor.

 Ve gelelim kanallar konusuna. Almanya haritasinda Oldenburg'u bulun merak ederseniz. Yukarida denizden buraya kanallar ile ulasim mumkun. İnsanlarin tekneleri var. (Acaba Karadeniz'den Sivas'a Kızılırmak uzerinden calisan yuk gemisi dusunen birisi olur mu?)

 Her yerden bisiklet cikmasi mumkun Almanya'da ;)
 Kendimi bir deniz kenari sehrinde hissettim. Arkada siralanmis kafelerde oturup deniz keyfi bile yapan oluyordur belki.



 Su sporlari dernekleri bile kurulu.
Kopruler ve kanallar sistemi cok guzel calistiriliyor.

Ve gelelim donus yolunde Public Express otobusunu kendine has duraginda bekledim, Groningen'e donus biletim 10 Euro civarinda. Biletim cok ilgincti, bilgisayardan duz printer ciktisi. Bir diger ilginic sey; otobuste koltuk numarasi gibi bir kavraminiz yok, ulkelerarasi seyahat etmenize ragmen. Onemli uyarilari var, unutmayin, Hollanda'dan yaninizda ot unutmayin Almanya'ya gecerken. Gerci hicbir gumruk kontrolu falan da yok.
Beklerken tren istasyonu arkamda idi, inceleme sansim oldu biraz. İki katli ve kapali bisiklet otoparki mevcut. Umarim bisikletin bir ulasim araci olarak guvenle kullanilacagi bir ortamimiz olur. Enerjide disa bagimliligimizi bile azaltacagindan eminim bisiklet kullaniminin.


Okumak icin gidecek olanlar en azindan biraz gormus olur boylece sehri. Turk lokantasi vardi ama cok fazla sayida dikkat cekici sekilde degildi. Ve ayrica ufacik cocuk tarafindan bile selamlanmakla birlikte "isaretlenmis" olmak da ilginc bir deneyimdi.

1 yorum:

  1. bilgileriniz için teşekkür ederim, merak ediyordum nasıl bir yer olduğunu sayenizde bir nebze öğrenmiş oldum :)

    YanıtlaSil