2003 yılında Paul Ehrlich Enstitüsü'ne görevli olarak 1 ay gitmiştim. Şimdiki seyahatlerime kıyasla çok az resim çekmişim. Ya da bunlar bulabildiklerim. İnsan gezdikçe deneyim kazanıyor demek ki.
Enstitü, Langen şehrinde idi, hemen kıyısında bir misafirhane vardı. Kirasini ödemiş ve demirbaşları kontrol edilip teslim alıp devir yapmıştırm. Alman görevli, ayrılışta bardaklarda çay lekesi kaldığından yıkatmıştı.
Yemeklerle pek ilgilenmemişim, yemek resmi hiç yok.
Frankfurt metro agi ve binalarin ihtisami oldukca sasirtmisti, ancak Turkiye gelismekte oldugundan ve Ankara'dan gitmis olmamdan buyulendim diyemem.
Römer Plazt Frankfurt un en merkezi bilindik alanı. Savaşta harabe olup, sonradan yeniden inşa edilmiş. Yerdeki plaketi 2013 yılında gittiğimde de yerinde bulabildim. Zaten Avrupa kentlerinin önemli bir özelliği, 100 yıl boyunca neredeyse değişmiyor.
Bir avukat yazıhanesinden. Çözümleyen olursa bildirsin bana.
Heidelberg üniversitesi ve şatosu ile meşhur. Bir de Deutsches Apotheken Museum unutlmamasi lazım gezi için.
Ampüller içerisinde "Humanöl" yani "insan yağı" yer alıyor. Tedavi için kullanilmis bir donem.
Döner çok kabul gormus. Unutmayin tüm donercilerde calisanlar Türkçe bilmiyor :( . Dükkana girip Türkçe siparis verince ,genc tezgahtar biraz afalladi.
Frankfurt şehrinde gezi
Frankfurt Palmgarten gezilmesi gerekli bir mekan.
Kaktüslerin çok değişik şekilleri olabiliyor.
Almanlar Enstitülerine isimlerini yaşatmak için önemli bilim insanlarının adını veriyor, Paul Ehrlich Enstitüsü (PEI) yine meslektaslarimin hemen aklina gelecektir.
Almanya'nın finans merkezi Frankfurt. Nüfus bizdeki büyük şehirlerin yanına yaklaşmaz. Bisiklet Almanya'da bir "ulaşım aracı". Bizdeki gibi hobi amaçlı değil. Umarım birgun her caddede ozel yolun ve isaretlemelerin oldugu bisiklet yoluna kavusuruz. Bu arada, sakin yaya olarak yurt disinda bisiklet yollarinda yurumeyin. Cok sinirleniyorlar, hatta size Hollanda'da carpabilirler bile...
Almanca eğitim aldığım için Almanca konuşmama herkese şaşırıyordu. Almanca Anadolu Lisesi'nde Alman öğretmenlerden farkında olmadan "Hoch Deutsch" öğrenmisim megersem. Bu arada ögretmenlerimizin bize Almanca ogretmek ve brans derslerimizde fizik, kimya, biyoloji ogretmekten baska bir dertleri oldugunu da hatirlamam.
Langen'de "apfelwein" meşhur, hatta yerel soylemi "ebbelwoi", bir festivalleri de meshur. Oldukca yumusak, tatli birsey.
Yemek olarak aklimda kalan ozel birsey yok nedense. Doner yemisim nedense.
İlginc birsey, market arabalarindaki parali kilitler Turkiye'de daha yoktu. Markette kullanmakta epey zorlandim, hatta kızmıstım, para icinde kaliyor sanmistim. Kilidi takinca anlamadigimdan para yere de dusmustu.
Turkiye'de dil konusunda bazi takintilarimiz orayi gorunce garip gelmeye basladi, otobus ici ve duraklarinda Turkce de uyarilar da yer aliyordu. Otomatlarda da Turkce dil secenegi vardi.
Kısa bir blogger tecrübesi için şimdilik özet olarak anlatabileceklerim bunlar. Ailemle 2013 yilinda bir Frankfurt gezi şansim daha oldu. Çok daha ayrıntılı ve planli bir gezi oldu. Sıra ona gelince umarim yayinlarim.